15 Mayıs 2012 Salı

zorluk anlayışı

    Hayatı kıymetli kılan içindeki zorluklardır. Bir başarının veya bir nesnenin yahut bir olayın değeri, ona ulaşmaya çalıştığın yoldaki zorluklarla belli olur. Caydırıcı nitelikteki zorluklar dahi, sonucu ne kadar istediğimizi anlamamıza yarayan birer araçtır. Ve bir amaç uğruna ne kadar fedakarlık yapılmışsa amaç o kadar kutsaldır. Vatan kutsaldır, atalarımızın kanları ile alınmıştır. Ana kutsaldır, senin nefesin için kanı akmıştır. Emek kutsaldır, çaba kutsaldır, alın teri kutsaldır. Zorluklar insan hayatını ve hayatın içerisindeki değerleri kutsallaştıran araçlardır. Ve hayatınız, yaşadığınız zorluklarla anlamlıdır.
    Zorluklar, insanları mutlu eder! Kimi zaman bu mutluluklar bayrama dönüşür, yüzlerce yıl kutlanır. Üç adım ötedeki arkadaşınızı ziyaret etmeniz, üç kilometre ötedeki arkadaşınızı ziyaretten daha çok mutlu etmez. Yahut, sürünerek çıktığınız bir kaldırım, yürüyerek çıktığınız merdivenlerden daha çok şey kazandırır. Sizi ziyarete gelen iki arkadaş hayal edin, biri cebindeki son parasını otobüs biletine vermiş, karnı aç ve çok zor şartlarda gelmiş olsun, öbürü ise iki dakikalık yolda, yiyerek içerek zevk ve sefa içinde gelmiş olsun. Bunlardan hangisi sizi daha çok mutlu eder diye sormayacağım çünkü insanoğlu nankör olabilir, ama bunlardan hangisi daha değerlidir ve bunlardan hangisi sizi daha değerli kılar?
    Zorluklar insanları güçlü kılar. Sürünerek çıkma çabası, yürüyerek çıkma çabasından on kat daha fazla kalori harcatır. Daha fazla kas hücresi harekete geçer, vücut daha çok su kaybeder, daha büyük bir bölgede hareketlenmeler olur, solunum yolları daha şiddetli çalışır, kan daha hızlı dolaşır vücudu. Ancak çıkma işlemi bittikten sonra, vücudun toparlanma sürecinde kuvvet, kondisyon, dayanıklılık ve hacim gibi büyük kazanımlar elde eder.
    Hayat zor olmayı sever. Zor bir yolda iki sonuç vardır, başarı ve başarısızlık. Başarı, insanı motive eder, psikolojisini güçlendirir, öz güvenini arttırır, kendine olan inancını kuvvetlendirir ve emeği haklı çıkartır böylelikle küçük veya büyük bir ödül niteliğinde insanı doğrudan mutlu eder. Başarısızlık ise insanın acizliğini anlamasını sağlar. Koca kainat içerisinde insanın ne kadar küçük ve aciz bir varlık olduğunu anlamasına yardımcı olur ve insanı başka yollar aramaya iter. Böylelikle daha fazla yol deneyip daha fazla zorluk ile daha güçlü olmasını sağlar. Tevazu, öz eleştiri yeteneği ve tecrübe kazandırır. Ama sonuç olarak her iki durumda da insan bünyesi başka arayışlara girecektir ya da hayat karşımıza başka zorluklar çıkarmaya devam edecektir. Ve her zorluk bütün bu anlattıklarımızın devir daimini sürdürecektir.

   Sonuç olarak zorluklar, hayatınızı anlamlandırmak ve güzelleştirmek içindir. Onlar kendi başlarına bir değer olmasa da, sizi ve zihninizdekileri değerli kılar. Hiç zorluk olmasaydı, başarı da olmazdı. Hiç başarı olmasaydı mutluluk da olmazdı. Hiç mutluluk olmasaydı? Ne için yaşardık?