31 Ağustos 2012 Cuma

Yılmaz Özdil'in engellilerle ilgili bir yazısına cevap


Malum yazınız,   http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=21330330&yazarid=249


Yazmak istediğiniz şey özünde gerçekten çok doğru ve gerçekten sizin gibi biri tarafından söylenmesi çok güzel bir durum. Ancak burada bilinçaltınızda (ve malesef toplumun genelinin bilinçaltında da) yatan bazı yanlış(!) tanımlamalar mevcut.

1. Başlığınız; Eli ayağı tutan acizler ülkesinin... İnsanüstü yetenekli milli takımı.  

Burada bir ironi yapıyorsunuz, yani aslında bütün yazıdan duyduğum rahatsızlık aynen bu başlıktan başlıyor. Eli ayağı tutan acizler ironisini, insanüstü yetenekli milli takımı tamlamasıyla destekliyorsunuz. Engelli sporculara, -özellikle de milli olmuşlara ve paralimpiklerde yarışanlara - insan üstü yetenekli şeklindeki yaklaşımınız bir yerde iltifat olarak kabul edilebilir. Ancak ironinin arkasından geldiği için söylemek istediğiniz şey şu şekilde anlaşılıyor; " Aslında eli ayağı tutanlar, eli ayağı tutmayanlardan daha üstün, daha fazla başarılı olmaları gerekiyor bu yüzden ama eli ayağı tutmayan insanlar onlardan daha başarılı oluyorlar. Bu yüzden bu adamlar insanüstü yetenekli."

2. "Beytullah Eroğlu. Yüzücümüz. İki kolu omuzdan yok. Bi bacağı, diğerinden 12 santim kısa. Kulaç atmadan yüzüyor. Bacaklarını gemi pervanesi gibi kullanıyor. Yemek, giyinme, diğer ihtiyaçlar, sağ ayağının parmaklarıyla hallediyor. Kazandığı ödüllerle ailesinin geçimini sağlıyor. Çünkü, babası mobilyacıydı, şimdi işsiz, masör kursuna gitti, diploma aldı, oğlunun masörlüğünü yapıyor. Burası Türkiye... Kolsuz yüzmek mümkün, iş bulmak imkânsız!"


Yorum; Kolsuz yüzen adam, hiç bir yeti yitimi bulunmayan bir adamdan daha fazla para kazanıyor, bu nasıl bir ironidir? Bu ülkede kolsuz yüzmek, kolsuz iyi para kazanmak nasıl mümkün olur da , sapasağlam (!) insanlar işsiz kalır? 

Cevap; Efendi, dünyayı ileriye taşıyan, en büyük işleri başaran ve bugün ismini herkesin bildiği o meşhur insanlar; Mesela Einstein, Mesela Edison, Mesela Aşık Veysel, Mesela Stephen Hawking, Mesela William Shakespeare , veya daha aklınıza kim geliyorsa, bulundukları bu konumlara, kollarıyla bacaklarıyla kulaklarıyla çıkmadılar. Ha herkes oralara çıkabilir mi bunu mu tartışıyoruz, Hayır. Basit bir memur da zihninin çok az bir kısmını kullanarak gayet iyi paralar alıyor bu ülkede. Yani zihinsel engelliler bile bu toplumda EKSİK, ezik olarak görülemez, Görülmemeli!


3. "
Hepsi sapasağlamdı... 
Terör, mayın, trafik kazası, iş kazası, maganda kurşunu, deprem, bürokrasi hazretlerinin marifetleri, sağlık faciası ve hatta cami avlusu dramı."

Burada üç farklı algı mevcut, Birincisi; Hepsi sapasağlamdı derseniz, doğuştan engelli olanları topluma yanlış ifade edersiniz. Bir sonraki cümlenizde doğuştan engellilerden de bahsediyorsunuz ancak biliyorsunuz bizim toplumumuz okumayı sevmez. Ve 10 okuduğunun, 10 dinlediğinin 1ini anlar. 

İkincisi; Sapasağlam (!) ne demektir? Kime göre neye göre sapasağlam? Orada olimpiyatlarda yarışan insanlar, bugün Türkiyedeki 80 milyonluk nüfusun içerisinde ilk 200'e giren insanlar (15 gün önce biten olimpiyatları da sayarsak toplam 200e yakın sporcu gitti). Yani ülkelerini temsil ediyorlar, ter akıtıyorlar, omuz omuza kana kan dişe diş mücadele veriyorlar gerekirse sahada ölürler. Aralarında 2 üniversite bitirip 3.sünü okuyanlar, dünya kadar para kazananlar (parayla ölçülürse herşey) , 5 dil bilenler var. Ailelerini hatta sülalelerini geçindirenler var. Bu insanlar sapasağlam değilse kim sapasağlam? Siz mi? Ussain Bolt mu? KİMSE!

Üçüncüsü; Engellilik bir dram, bir facia veya bir acınası durum değil, bir yaşam biçimidir. Siz böyle bu tarz kelimeler kullandığınız için toplumda engellilere acıma durumu bilinçaltından ilerleyecektir. Adam orda olimpiyatlarda yarışıyor, siz dram diyorsunuz! Burada sizin dram dedikleriniz bana göre anca bir lütuftur. İnancınız varsa Allah'ın, İnancınız yoksa Doğanın lütfu. Çünkü o insanlar pek çok insanın gidemeyeceği yerde.



4. " 
 Hiçbirimiz Usain Bolt olamayız ama sorunlarımızı görmezden gelmeye devam edersek, hepimiz engelli olabiliriz. Çünkü, doğuştan engellilere bi faydası olmadığı gibi... Sağlam insanlarını engelli yapma konusunda, olimpiyat şampiyonudur Türkiye!"


Burada da dikkat çekmek istediğim bir kaç nokta var, şöyle ki;

Birincisi; Hiçbirimiz Ussain Bolt olamayız sözü, insanların kendi potansiyellerini , daha kötüsü kendi çocuklarının potansiyellerini görmelerini engeller. Siz, daha önce yazdığınız bazı yazılarınızla kendiniz çelişiyorsunuz burada. Bu ülkeden ne Ussain Bolt'lar , ne Michael Phelps'ler çıkar. Bunu da onlarca argümanla ispatlarım.

İkincisi; Engelli olma durumu, başlı başına sorunları görmezden gelmeyle meydana gelmez. Ki zaten siz de bunun aksini söylemiyorsunuz. Ancak yine Hepimiz Engelli Olabiliriz "Klişesi" Engelli insanların acınma öznesi olarak görünmesine çok sağlam katkıda bulunmaktadır. 

Üçüncüsü; Yine "Sağlam insanlar" mevzusuna geri döndük, sağlam insanları engelli yapmak nedir? Engelli insan sağlam değil midir? Eğer olimpiyatlara gidip rekor kırarak ülkesinin bayrağını tüm dünyanın gözüne sokan, ülkesinin marşını dinleten, ve dünya çapında saygı gören, ve ülkesinin de görmesini sağlayan insanlar sağlam değilse, Kim sağlamdır? 




Sonuç; Yazmak istediğiniz yazının ana fikrini çok beğendim. Ancak bu algıları değiştirmedikçe bu toplumda engelli insanlar ezilmeye, görmezden gelinmeye ve kullanılmaya devam edicektir. Samimiyetinize güvenerek görüşlerimi paylaştım. Amacım polemik yaratmak değil ancak bu algıların değişmesi adına her türlü polemiğe girmeye de hazırım. 

Saygılarımla, Haktan Özünver.